13 Ağustos 2014 Çarşamba

EĞİTİM REFORMU VE ONUN NASIL YAPILABİLECEĞİ HAKKINDA BİR İZAHAT

   


      Önceki gün Twitter'da bir twit gördüm.Aktif Eğitim Sendikası Başkanı Osman Bahçe'ye ait.Twit aynen şöyle: ''ÖSYM'nin son verilerine göre YGS'de yaklaşık 900 bin kişi Fen,420 bin kişi Matematik,85 bin kişi Sosyal ve 5 bin kişi 'sıfır' çekti. ''

     Okuyunca canım sıkıldı.
     Zaten -benim de girdiğim ve çok şükür hayırlısıyla sürecini atlattığım- YGS'ye giren öğrenci sayısı bir buçuk milyon.Bunların 420 bini matematikten hiç soru çözemediyse biz hangi eğitimden bahsediyoruz Allah aşkına?

     Siz çocuğu alın,ilkokuldan liseye kadar 12 sene boyunca sabah,akşam eğitin;12.senenin sonunda bir tane matematik sorusu çözemesin..

     Kimse kusura bakmasın,suç bizlerde değil;hem de hiç değil.Ülkenin çocukları olarak bizler eğitim suçlusu değil eğitim mağdurlarıyız.

     Eğitim sendikalarında yurt dışında gidip eğitim sistemlerini inceleyen büyüklerimiz anlatıyor,okuyoruz.Ayrıca Twitter'da yurt dışında yaşayan kişilerle de tanışıp eğitimle ilgili konuşuyorum,yani az çok biliyorum onların eğitim sistemlerini de naçizane.

     Kimse bana ''Türkiyeli çocukların ırka dayalı bir zeka sorunu olduğu için 12 sene eğitim aldığı halde 1 tane dahi matematik sorusu çözemiyor'' dedirtemez.Ülkemizin çocukları olarak yaşadığımız trajedi, eğitim planlayıcılarının suçu.

     Biliyorum bu konuda söylenmedik söz kalmadı;yazarı,çizeri,sosyoloğu,pedagogu her yıl sınav sonuçları açıklandığında ''yahu yazık oluyor ülkemiz çocuklarına,eğitim sistemimiz hatalı'' diyor ama nafile..

     Yine biliyorum benim buradaki satırlarım da kimsenin umurunda olmayacak;ama yurtdışındaki çocukların eğitimlerini gördükçe,Amerika'daki,Hollanda'daki,Danimarka'daki çocukların nasıl keyiflice eğitildiklerini izledikçe ülkemiz çocukları adına boğazım düğümleniyor,bir şeyler söylemek istiyorum.

      Bir eğitim reformu için şu üç husus yeniden yapılandırılmalıdır:

     1)Eğiticinin Eğitimi: Eğitimciler,göstermelik bir pedagojik formasyon ile değil,bir pedagog kadar çocuk ruh sağlığını bilecek donanıma eriştirilmelidir.Bu beş yıl mı sürer,Danimarka'daki gibi 10 yıl mı bilinmez;ama ilk hedef eğiticinin eğitilmesi olmalıdır.Düşünün,ülkemizde hâlâ,yazısı çirkin diye çocuğun defterini yırtıp çöpe atan eğiticiler var.Ya da ödevini yapmadı diye çocuğu tenefüse çıkartmayan,yaramazlık yaptı diye defterine on kere,yüz kere,bin kere ''özür dilerim öğretmenim'' diye yazdıran öğretmenler var.Veya yine düşünün,zaten hapishane koridoru gibi sesin yankı yaptığı koridorlarda çocukların koşmasına,cıvıldamasına tahammül edemeyip ''oğluuuummmmmm'' diye bağıran,çocuğun arkasından tekme savuran eğiticiler varsa orada eğitim olur mu rica ederim siz söyleyin..Eğiticiler,çocuk psikolojisi konusunda eğitilmedikçe,hangi reformu yaparsanız yapın hiçbir şey değişmez.

     2)Gerçekçi Müfredat: Acaba,eğitim planlayıcıları,tek tip bir müfredat ile bu kadar büyük bir ülkenin eğitim sistemini yönetebileceklerine kendileri inanıyor mu? Falanca tarihte filanca bölüme kadar konular bitmiş olacak denilirken,Hakkari ile İstanbul'daki öğrencilerin aynı şartlar altında eğitim aldıklarını düşünüyorlar da tek tip müfredat uygulamakta ısrar ediyorlar? Halbuki modern eğitim sistemlerinde süreç değil,sonuç önemlidir.Örneğin,ilkokul üçüncü sınıfa kadar çocuk matematikte dört işlemi öğrenmeli diye hedef koyarsınız,okul bunu nasıl başaracak karışmazsınız.Sonuca erişmek için nasıl bir süreç işleyeceğine öğretmen karar vermelidir.Öğretmen,geniş bir zaman dilimi içinde kendi öğrencileri ile kimi zaman bahçede,kimi zaman parkta,her türlü ortamda öğrencilerine kendi planladığı dersleri anlatmalıdır.Eğiticinin işine çok karışmak,eğitimde kaos oluşturur

     3)Basamaklı Öğrenim: Ülkemiz eğitim sisteminde ''sarmal öğrenme'' yöntemi kullanılıyor.Yani öğrenci birinci sınıfta bir konu işliyor,konu enine boyuna tamamlanmadan bir sonraki konuya geçiliyor.Yarım kalan konu,zaten bir üst sınıfta yine tekrar edileceği için,döne döne her yıl benzer konularda öğrenciler bir kez daha,bir kez daha aynı konuyu tekrar ediyorlar.Böylece çok tekrar edildikçe daha iyi öğrenilir zannediliyor.Bir konu dört dörtlük öğrenilmeden bir sonraki konuya geçilirse,kişi kendini ''yetersiz'' hisseder.Tamamlayamadığı konu onun için ''öğrenemediği'' konuya dönüşür.Dön dolaş aynı şeyleri dinle,ama hiçbir zaman tam öğrenememe..Halbuki bir önceki öğrenme tamamlanmadan bir sonraki konuya geçilmemelidir.Buna basamaklı öğrenme denir.

     Amerika'yı tekrar keşfedelim demiyorum;izah ettiğim bu üç madde modern eğitim sisteminin üç sacayağıdır.Bu ayaklar yere sağlam basmadan eğitimde reform yapamazsınız.

    İlköğretim ve lise açısından bizden geçti biliyorum,zira bu reformlar bugün başlanılsa bile en az on yıla ihtiyaç var..Ama olsun,ülkemiz çocuklarının içine düşürüldüğü bu trajedi bir son son bulacaksa,on yıla da değer,yirmi yıla da..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder