10 Aralık 2014 Çarşamba
GİRİŞİMCİLER İÇİN ALTYAPI PROJESİ: TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ
Bu dersin bizlerdeki mazisi yaklaşık 5 yıl falan. Kendisinden önceki İş Eğitimi denilen dersin devamı diyebiliriz biraz da. Tabi o biraz daha geleneksel motif ağırlıklıydı, Teknoloji-Tasarım ise inovasyon ya da dilimize uyarlarsak uygulanabilir yenilik gibi kavramların önem kazanmasıyla bir değişim aracı olarak ortaya çıktı.
Esasında çıkış noktası olarak gayet iyi niyetli bir adım. Özellikle 'yerli malı' noktasında bir dönem fazlasıyla seferberlik ilan edilmiş, sadece bugünü değil geleceğin de teknolojik Türkiye'sini yaratmak için bir yola baş koyulmuştu. Nitekim bu noktada çeşitli problemler ortaya çıktı.Şimdi gerek kendi ilköğretim yaşantımdaki teknoloji-tasarım dersinde gördüğüm problemlerden gerekse diğer bu dersi görmüş kişilerden edindiğim bilgilerle kendimce bulduğum yanlışları aktaracağım;
1) Öğretmenin Niteliği: Bu derse giren öğretmenler genelde Resim Öğretmenliği mezunu oluyor. Arada dolaylı bir bağlantı olduğu gerçek fakat bu insanlar bu bölümü kendi istedikleri meslek için okuyorlar. Kendi alanları dışında bir bölümün öğretmenliğini yapmaları hem kendilerinin hem öğrencilerin verimini düşürüyor.
2) Her Öğrencinin Eşit Görülmesi: Dersteki öğrencilere öğretmenin verdiği bir tek konu vardır ve tüm öğrenciler ona göre yönlendirilir ve muhtemelen bu konuda iş eğitiminden kalan el yeteneğine yönlendirme durumu vardır.Bu ödevin kendisine değil de ebeveynlerine verildiğini anlayan öğrenci de buradan elini eteğini çeker ve ödevi ailesine devreder.
3) Kaynak Yetersizliği: Bu derslerin yapıldığı sınıflara baktığımızda 40 kişilik sınıflarda,kara tahta üzerinde yapıldığını görebiliriz. Oysa ki bu, AR-GE konusunda atılan bir altyapı adımıdır ve oraya aktarılan kaynaktan kendisine yer edinmelidir.Çocuklar için cazip gelecek herhangi bir durum söz konusu olmadığında bu ders de tıpkı matematik,fen,sosyal gibi sıkıcı(!) bir hâl almaktadır.
4) Geliştirme Olanağı Sunamaması: Tüm olumsuzluklara rağmen herhangi bir öğrenci farklı bir fikir bulup projesini yaptı ve sundu diyelim. Sonrasında muhtemelen 100 alacak ve yerini oturacak. Ardından o proje rafa kalkacak. Çünkü oradaki esas amaç bir girişimde bulunmak değil yüksek not almak.
5)Öğrencilerden İmkansızın İstenmesi: Öğrencilerden yeni bir şey bulmaları istenirken esas hedef hiç olmayan bir şeyin bulunmasıdır. Bu da öğrencileri ütopik düşünmeye sevk etmektedir ki buradan da somut bir sonuç ortaya çıkmamakta, herkes salt fikirler aracılığıyla hayal aleminde gezmektedir.
6) Önem Sırasının Gerilerde Olması: Haftalık ders saatinin az olmasından dolayı öğrencilerin gözünde çok fazla öneme sahip olmayan bir ders bu da bu dersimize olan ilgiyi azaltmakta ya da gelen öğrencilerin 'bitse de gitsek' kafasında olmasına neden olmaktadır.
Peki, neler yapılabilir?
1) Bu derslere girecek kişiler başka fakültelerden mezun olmuş olsalar bile girişim alanında eğitim almalılar. Ayrıca öğrencilere proje anlatma,onları motive etme konularında efektif bir kişiliğe sahip olmalı.
2) Sınıfta herkesin aynı konuya yeteneğinin olduğu düşünülemez. Kimileri yazılım konusunda daha yatkınken bir başkası inşaat sektörüne meraklı olup farklı konseptlerde evler tasarlayabilir. Ya da yapmak istediği bir şeyin çözümü hakkında pratik bir çözüm sunabilir.
3) Sonuçta bu dersleri gören çocuklar 12-13 yaşlarında. Yani bir yandan da kendilerine yol gösterecek fikirlere,düşüncelere ihtiyaçları var. Bu yüzden okula çeşitli yazılımcıların,mimarların,yönetici ya da yatırımcıların gelmesi ve çeşitli konularda konuşma yapması onların ufkunu açarken diğer taraftan iştahlarını da kabartacak ve daha istekli bir kimliğe bürüneceklerdir.
4) Bir konuda düşündüğü projeyi hayata geçirenlerin dersten muaf olması(yüksek bir puan ortalamasıyla) gibi taktikler çocuğun o alana ilgi duymasına neden olabilir. İlk başta biraz zoraki gelebilir fakat bu dünyayı tanıdıktan sonra muhtemelen iş biraz not çıkarının ötesine geçecektir.
5) Dünyadaki hemen hemen tüm girişimler illaki bir yerlerden esinlenilmiştir.Mesela Facebook'un Friendship ve MySpace'den esinlenmesi, Apple'ın isim konusunda Proview'den alıntı yapması(!) gibi. Yani hiçkimse olmayan bir şeyi baştan yapmıyor. Özellikle 2014 dünyasında artık milyonlarca proje fikri var ve bunların hiçbirisi birbirinden bağımsız değil. Önemli olan aradaki eksik detayları fark edip onları tamamlayarak arz etmek.Bu yüzden bu alanda çocuklara proje örnekleri gösterip eksikleri,yanlışları analiz edebilme konusunda fikir edindirilebilmeli.
6) Çeşitli etkinlikler yapılarak ders daha sevecen bir hâle getirilebilir. Mesela bir hafta microsoft'tan konuşup onunla ilgili bilgiler vermek, çocuklarla beraber ona benzer uygulama geliştirme konusunda fikir jimnastiği yapmak pek çok kişi için eğlenceli gelecektir,çünkü bu insanlara özgüven sağlamak için iyi bir seçenek.
Tüm bunların özeti; bu ders içi doldurulur ve gerekli düzenlemeler yapılırsa geleceğin Türkiyesi noktasında iyi bir giriş noktası olabilir.Yok eğer aynı tas aynı hamam gidersek olan hem Milli Eğitim Bakanlığının buraya aktardığı paraya hem de girişimci ruhunu bir türlü edinemeyen Türk gençlerine olacak..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder